Türkiye'nin çeşitli bölgelerinde Petrogas ve Amity Oil şirketleri adına 27 adet doğal gaz ve petrol arama ruhsatı bulunan Zorlu Holding'in 2008 yılı içinde 12 petrol arama ve geliştirme kuyusu daha açmayı planladığı bildirildi.
Zorlu Potrogas AŞ Proje ve Yatırımlar Direktörü Şahin Göndiken, 2006 yılı sonu itibariyle dünyada kalan ham petrol rezervinin toplam 1,2 trilyon varil, kalan doğal gaz rezervinin de 181 trilyon metreküp olduğunu söyledi.
Göndiken, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu'nun (EPDK) 2007 yılı sonu itibariyle yayınladığı raporda, 2005 yılı sonunda 1 trilyon 200 milyar varil olan dünya petrol rezervlerinin, 2006 yılı sonunda 1 trilyon 210 milyar varil, 2007 yılı sonunda 1 trilyon 208 milyar varil olarak gösterildiğini anımsattı.
Göndiken, petrol fiyatlarının artışına paralel olarak “üretilebilir petrol ve yerinde petrol” oranlarının, gelişen yeni teknolojilere paralel olarak artmasının söz konusu olabileceğini bildirdi.
TÜRKİYE'NİN DURUMU
Göndiken, Türkiye'nin petrol ve doğal gaz rezervlerinin yetersizliği nedeniyle yurtdışına bağımlı bir konumda olduğunu söyledi.
Türkiye'nin petrol tüketiminin yüzde 10'unu, doğal gaz tüketiminin de ancak yüzde 5'ini yerli kaynaklardan karşılanabildiğine dikkati çeken Göndiken, buna karşılık olarak hidrolik, jeotermal, güneş ve rüzgar enerjileri bakımından büyük bir potansiyele sahip olduğuna işaret etti.
Göndiken, Zorlu Enerji Grubu olarak petrol ve doğal gazın yanı sıra, alternatif enerji kaynakları olan hidrolik enerji, jeotermal enerji ve rüzgar enerjisi ile ilgili yatırımların devam ettiğini belirterek, “Ülkemizin enerji ihtiyacını karşılamak amacıyla yaptığımız uzun vadeli yatırımlar ve milli kaynakları değerlendirme projeleri tüm hızıyla devam ediyor. Bugün için Zorlu Enerji Grubu'nun enerji üretimi için sahip olduğu kurulu gücü 420 MW dolayındadır. Zorlu Enerji'nin 5 yıllık enerji yatırım planı içerisinde ulaşmayı hedeflediği miktar da 4 bin MW olarak belirlenmiştir” diye konuştu.
TÜRKİYE PETROLÜNÜN KALİTESİ
Göndiken, Türkiye'nin sahip olduğu jeolojik yapı ve petrol ihtiva edebilecek olan kayaların, yer hareketleri sonucunda büyük çapta açığa çıkarak aşındığını söyledi.
Bu nedenle geçmişte oluşmuş petrol rezervlerinin tahrip olduğunu belirten Göndiken, dolayısıyla Türkiye'nin petrol rezervi açısından bir Ortadoğu ülkesi gibi çok ümitli konuma sahip olmadığını, ancak aramaların devam ettirilmesi sonucunda yerli petrol üretiminin artırılmasının imkanının bulunduğunu kaydetti.
Göndiken, Türkiye'de üretilen petrolün kalitesinin genel olarak orta değerde (20-25 0API gravite) olduğunu ifade etti.
ZORLU'NUN PETROL ARAMA ÇALIŞMALARI
Göndiken, Türkiye'de 1860 yılından başlayan petrol arama çalışmalarının ağırlıklı olarak Güneydoğu Anadolu ve Trakya'da yoğunlaştığını, TPAO dışında 42 adet yerli ve yabancı özel şirketin de arama ve üretim faaliyetlerinde bulunduğunu söyledi.
Zorlu'nun 2000 yılından buyana petrol ve gaz arama, sondaj ve üretim faaliyetlerini Zorlu Petrogas ve Amity Oil adındaki iki ayrı şirket bünyesinde sürdürdüğünü bildiren Göndiken, Türkiye'nin çeşitli bölgelerinde Petrogas ve Amity Oil adına alınan 27 adet doğal gaz ve petrol arama ruhsatlarının bulunduğunu ifade etti.
Göndiken, Trakya'da 13, Diyarbakır'da 2, Gaziantep'te 2, Siirt'te 1, Denizli'de 5, Adana'da 1 ve Konya'da 3 adet ciddi boyutlarda petrol ve doğal gaz arama faaliyetleri ve bu faaliyetlere bağlı olarak önemli yatırımlarım yapıldığını belirterek, şöyle konuştu:
“Petrogas şirketimiz, 2004, 2005 ve 2006 yıllarında, Adana ve Hatay'da sondaj ve sismik çalışmalar için önemli yatırım yapmış olup, bu yatırımlarını 2007 yılından itibaren ağırlıklı olarak Trakya'ya kaydırdı. Trakya'da arama aktivitelerimizi yoğun olarak sürdüreceğiz. Trakya'da çalışmalarımızın ana hedefi doğaldır.
Diyarbakır'daki petrol arama bölgesinde yer alan ruhsatlarımızda, çoğu petrol şirketinin çekindiği, aramacılık açısından riskli olan, kalın bazalt örtü üzerinde sismik yaparak olası petrol kapanlarının tespitine çalışacağız. Siirt'te oldukça bakir, az sayıda kuyu açılmış olan ruhsat alanı tüm imkanlar kullanılarak değerlendirilecek, aynı şekilde Gaziantep, Tuzgölü, İzmir ve Muğla petrol arama bölgelerindeki arama ruhsatlarımızda da çalışmalarımıza hız vereceğiz. 2008 yılında da yine 12 adet arama ve geliştirme kuyusu açmayı planlamış durumdayız.
Petrol ve doğal gaz arama maliyetleri gerçekten bir hayli büyük. Karada yapılan 1000 metrelik bir kuyunun sondaj maliyeti günümüzde yaklaşık bir milyon dolar, 3000 metrelik bir kuyunun maliyeti ise 3-4 milyon dolar civarında. Denizlerde yapılan sondajlarda ise bu maliyetler 10-50 katına kadar çıkabilmekte.”
Göndiken, yurtdışından gelen proje tekliflerini de değerlendirdiklerini belirterek, bu yönde çalışmalarını sürdürdüklerini bildirdi.
Dünya genelinde enerji ihtiyacının giderek artması ve buna bağlı olarak petrol ve doğal gaz fiyatlarının astronomik rakamlarda seyretmesinin bu sektörü ilgi odağı haline getirdiğini ifade eden Göndiken, bu trendin uzun yıllar devam edeceğini, sektörde faaliyet gösterecek şirketlerin başarılı olması durumunda önemli bir kazanç imkanının bulunduğunu kaydetti.