26 Nisan 2008
GAP’a faizini gönderince İşsizlik Fonu bozulmaz
GAP’a faizini gönderince İşsizlik Fonu bozulmaz
GAP’a beş yılda aktarılacak olan 8 milyar YTL için İşsizlik Sigortası Fonu’ndan kullanılacak para için fonun yapısının bozulmayacağını söyleyen Ekonominin Koordinasyonundan Sorumlu Devlet Bakanı Nazım Ekren, bu aktarım, için işsizlik fonuna Hazine’nin ödediği payın faiz gelirini kullanacaklarına dikkat çekerek, "Fonun ana yapısını asla bozmayacağız. Turgut Özal döneminde başlayan GAP’a bir prestij projesi olarak bakıyoruz. Birtakım revizyonlar yaptık ve projeyi bitirmek için bazı öncelikler koyduk" dedi.
BÖLGEYE ÖZEL TEŞVİK: Teşvik kanunu kapsamında 49 ile teşvik verilirken bu yapının da değişeceğini belirten Ekren, CNN Türk’te Taha Akyol’un yönettiği Eğrisi Doğrusu adlı programdaki konuşmasını şöyle sürdürdü: "Yasa 1 ay içinde değişecek ve yeni yapı ortaya konacak. Bu yeni yapı kapsamında ülkeyi yine gelişmiş ve gelişmekte olan ayrımıyla bölgelere ayıracağız. Bölgelere de sektörel teşvikler vereceğiz. Belirli bölgelerde belirli sektörleri teşvik edeceğiz."
ÖZEL-KAMU KOORDİNASYONU: Küresel türbülansın ekonomiyi etkileme şeklinin ödemeler tablosunda görüldüğünü belirten Ekren cari açıkta kamu baskısından çok özel sektörün büyüme ve yatırım arzusunun bir stres oluşturabileceğini belirterek şöyle konuştu: "Değişim özel sektöre daha hızlı yansıyacağı için özel sektör ile kamunun koordinasyonu önemli. Aylık veya 3 aylık toplantılarla özel sektörle veri ve bilgilerimizi karşılıyoruz. Türk ekonomisini dinamik tutan özel sektör. Özel sektör tercih ve öncelikleri kamudan iyi yapıyor. Küresel türbülanstan dolayı birşey yapılacaksa bunu birlikte yapmalıyız. Türkiye orta dönemli bir mali kural oluşturacak. Borçlanmada genel kriterler belirlenecek."
TÜRK TİCARET KANUNU: Yeni dönemde bir Türkiye hikayesi üretebilmek için cari açığın yönetilebilir olması gerektiğine dikkat çeken Ekren "Yeni Türk Ticaret Kanunu bu dönem Meclis kapanmadan çıkacak. YTL’deki kayganlığı piyasa ekonomisi ortaya çıkardı. Türk ekonomisi artık özel sektör ağırlıklı. Ajandada özelleştirme var. Ancak, önce acil olanları halletmek lazım" dedi.
MEGA PROJELER: Hükümet olarak üzerinde durdukları bazı mega projeler olduğunu belirten Ekren, bunlardan birinin İstanbul’un finans merkezi haline getirilmesi olduğunu hatırlattı. Ekren, bu projenin Bankalar Birliği ile yapılan görüşmelerle belli bir noktaya getirildiğini belirterek, "Önümüzdeki aylarda startını vermiş olacağız" dedi. Ekren, ayrıca GAP Projesi ile İstanbul’da Bilişim Vadisi üzerinde çalışıldığını da kaydetti.
KÜRESEL KRİZ: Küresel krizin hem reel sektörü, hem de finans sektörünü yararlandığını ifade eden Ekren, bu çerçevede reel sektörü reel anlamda etkileyecek en önemli kalemin dış ticaret dengesinde olası gelişmeler olduğunu vurguladı. Ekren, özel sektörün yurt içinde ve yurt dışında kredibilitesinin devam ettiğine de dikkat çekerek, ekonomide özel sektörün ağırlığının eskiye oranla daha fazla olduğunu ve kamu-özel sektörün koordinasyonun kaçınılmaz olduğunu söyledi.
Bölgesel ve sektörel teşvik geliyor
TÜRKİYE’de tasarrufların çok düşük olmasının yapısal bir sorun olduğuna işaret eden Nazım Ekren, Türkiye’nin bir takım kırılganlıkları kaybettiğini ancak geldiği yeni eşikte hangi tür hassasiyetleri bulunduğunun ve yeni dönemde bir program düşünülüyorsa bunun temel bileşenlerinin ne olacağına bakılması gerektiğini söyledi. Cari açığın yönetilebilir olmasının da önemine işaret eden Ekren, kırılganlıkları azaltmak için özel sektörle beraber çalışılması gerektiğini kaydetti. Ekren, uzun vadeli perspektifi kaybetmeden, bir değişim ve dönüşüm ihtiyacının kamu ve özel sektörde kaçınılmaz olduğunu bildirdi. Devlet yardımları çerçevesi adı altında geçen hafta Bakanlar Kurulu’na bir tasarı getirdiklerini bu kapsamda bir hafta içinde çerçeve yasayı göndereceklerini, teşvik yasasının da bir ay içinde tamamlanacağını bildiren Ekren, yeni teşvik sistemi ile bölgesel ve sektörel teşviklerin etkili bir şekilde uygulanacağını belirtti.
Ekonomi yönetimi üzerine düşeni yapıyor
NAZIM Ekren, AKP’nin kapatılma davası ile ilgili sürece yönelik sorular üzerine de Türkiye’deki güven, istikrar ve dışa açıklık konusunda yerli ve yabancı yatırımcıların kafasında soru işareti oluşmaması için ekonomi yönetiminin üzerine düşeni yapmaya çalıştığını söyledi. Ancak bu durumun yasal bir süreç olduğunu kaydeden Ekren, siyasi istikrarsızlığın algı ve beklentileri değiştirmesi durumunda, ekonomik performansın da bundan etkileneceğini söyledi.
İthalatta ciddi bağımlılıklar var
TÜRKİYE’nin ihracat potansiyelinin yüksek olduğunu ancak ithalat açısından da ciddi bağımlılıkları bulunduğunu kaydeden Nazım Ekren, ihracatla daha çok özel sektörün haşır neşir olduğunu belirterek, kamudaki faiz dışı fazla kavramı gibi dış ticarette de enerji ve petrol ürünleri dışı, bir dış ticaret dengesi kavramının özel ve kamu sektörü için son derece sağlıklı bir zemin oluşturabileceğini söyledi. Ekren, IMF ile yapılacak anlaşmaya ilgili bakanın öneriyi getirmesinin ardından karar verileceğini kaydederek, özelleştirmelerin de süreceğini, kamu bankalarının özelleştirilme sürecinden vazgeçilmemiş olduğunu ifade etti. AB ile müzakere sürecinde kısmen geriye düşüldüğü konusunun gerçeği yansıtmadığını belirten Ekren, süreçte bir gevşeme söz konusu ise burada Türkiye’den daha çok ilgili taraflara bakmak gerektiğinin altını çizdi.